Bucky'nin Felsefesi
Firmamız adını Richard Buckminster Fuller'in lakabı olan "Bucky"den aldı. Bucky 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden ve tasarımcılarından biriydi. Onun temel felsefesi, "dünyadaki her şeyi daha iyi hale getirme" arzusuna dayanıyordu. Fuller, kaynakların verimli kullanımına, sürdürülebilirliğe ve çevre korumasına büyük önem veriyordu.
Bucky'nin felsefesi, onun tasarımlarına da yansıdı. Jeodezik kubbeleri, hafif, dayanıklı ve verimli olmalarıyla dikkat çekiyor. Fuller'ın tasarımları, günümüzde hala kullanılıyor ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardımcı oluyor.



Richard Buckminster Fuller
(12 Temmuz 1895 – 1 Temmuz 1983)
Amerikalı mimar, tasarımcı, mühendis, yazar ve filozoftu. Uzay mimarisinde NASA’ya danışmanlık yapan bucky, futuristik yaklaşımı ile, çağın ötelerine ufuklar açmıştır.
Bucky, Milton, Massachusetts’te doğdu. Yale Üniversitesi’nde mimarlık okudu, ancak okulu yarıda bıraktı. Daha sonra, 1917’de Birinci Dünya Savaşı’nda Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri’nde görev yaptı.
Savaş sonrası, Fuller serbest mimar olarak çalışmaya başladı. 1927’de, Dymaxion House adlı bir ev konseptini geliştirdi. Dymaxion House, üç tekerlekli, kendi kendine yeten bir evdi. Fuller, Dymaxion House’u, insanların daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde yaşayabilecekleri bir yol olarak tasarladı.
1943’te, Fuller, jeodezik kubbelerin tasarımını geliştirdi. Jeodezik kubbe, bir küre yüzeyinin üçgen panellere bölünmesiyle oluşturulan bir yapıdır. Fuller, jeodezik kubbeleri, daha dayanıklı ve daha verimli bir şekilde inşa edilebilecek bir yapı olarak tasarladı.
Fuller’ın NASA ile ilk bağlantısı 1962 yılında gerçekleşti. NASA, Fuller’dan, astronotların uzayda yaşayacakları yaşam alanlarını tasarlaması için bir sözleşme imzaladı. Fuller, jeodezik kubbelerin, astronotların daha fazla yaşam alanı ve daha fazla konfor sağlayabileceği bir yapı olarak kullanılabileceğini öne sürdü.
Fuller’ın tasarımları, NASA tarafından kabul edildi ve Apollo uzay programında kullanıldı. Apollo uzay gemilerinde, astronotların yaşam alanı olarak jeodezik kubbelerin kullanıldığı görüldü. Fuller’ın tasarımları, daha sonra Uluslararası Uzay İstasyonu’nda da kullanıldı.
Fuller’ın NASA ile olan ilişkisi, jeodezik kubbelerin uzay araştırmalarında kullanılabileceğinin kanıtıydı. Fuller’ın tasarımları, astronotların uzayda daha fazla yaşam alanı ve daha fazla konfor sağlayabileceği bir yapı olarak kullanılmıştır.
